Sürücülerin aklındaki soruya, “İstanbul İtfaiyesinin verdiği rakamlara göre son 4 yılda İstanbul’da sadece 19 elektrikli otomobil yanması yaşandı. Buna karşılık benzin/dizel motorlu araç yangını sayısı ise 114 adet olarak rapor edildi. Yaygın kanaatin aksine, elektrikli otomobillerin konvansiyonel araçlara göre 80 kat daha güvenilir olduğunu belirtmemiz gerekiyor” cevabını veren Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram, bu araçların neden aniden alev aldığını, sürücü hatalarını ve yapılması gerekenleri anlattı.

1- ELEKTRİKLİ ARABALARIN BATARYALARI NEDEN AŞIRI ISINIP YANMAYA BAŞLIYOR?
Bu duruma termal kaçak deniyor. Termal kaçak, batarya hücresi içinde başlayan ve kontrolsüz bir şekilde hızlanarak hücrenin sıcaklığını artıran ve yanıcı gazlar salan bir zincirleme kimyasal reaksiyondur. Bu durumun ilk ve en önemli sebebi aracın kötü veya dikkatsiz kullanımı sonucu oluşabilecek fiziksel hasarlardır. Bu hasarın özellikle aracın alt tarafında yani batarya koruma plakasını etkilemesi, sürücü tarafından fark edilmez ise bir sonraki alacağı darbede karşımıza çıkabilir. Diğer etkenler; batarya paketinin haricen ısınması, yoğun ve aşırı şarj/deşarj yapılması, imalat hataları olarak karşımıza çıkabilir.
2- YANGINI ÖNLEMEK İÇİN ARABALARDA HANGİ ÖZEL GÜVENLİK SİSTEMLERİ VAR?
Termal kaçak ve yanma önleyici sistemler, elektrikli otomobillerdeki son derece gelişmiş güvenlik önlemleri ile atlatılabilir. Önleyici sitemlerin başında BMS dediğimiz Batarya Yönetim Sistemi gelir. Bu sistem aracın batarya paketindeki tüm voltaj, akım ve sıcaklık türlerini milisaniyeler içerisinde takip ve kontrol eder. Kabul edilen değerler dışına çıkan anormal bir sıcaklık veya voltaj artışında otomatik olarak devreye girer ve gerekli gördüğü koruma protokollerini uygular.
Diğer başlıca güvenlik sistemi TMS dediğimiz Termal Yönetim Sistemidir. Bu sistem BMS ile çalışır ve bataryanın optimum sıcaklık aralığı olan, genellikle 20 – 40 derece arasında çalışmasını denetler. Bu seviyeleri korumak için, sıvı ve hava soğutma/ısıtma yöntemlerini kullanır.
Elektrikli otomobil batarya paketleri darbeye dayanıklı yapısal tasarıma sahiptir. Batarya muhafazası kazalarda veya yol darbelerinde hücrelere zarar gelmesini önlemek için güçlü çelik veya alüminyum gövde ile korunur. Tüm bu sistemler birlikte çalışarak termal kaçağı önceden tespit etmeyi, engellemeyi veya en kötü senaryoda yayılmasını yavaşlatıp kontrol altına almayı amaçlar.

3- BİR ELEKTRİKLİ ARABA YANMAYA BAŞLADIĞINDA VEYA KAZA YAPTIĞINDA, KAPILARI NEDEN KENDİLİĞİNDEN KİLİTLENİYOR?
Elektrikli araçlarda ve genel tüm yeni nesil otomobillerde kapı kilitlenmesi veya kilitlerin açılamaması durumu, genellikle bir güvenlik sorununun sonucudur. Asıl sorun güç kaybı yaşanmasıdır. Mekanik olmayan kapılar ve elektronik kontrollü kapılar, kaza sonrasında yaşanabilecek hasar ile yüksek voltajlı batarya ve 12V akü grubundaki güç aniden kesilebilir. Bu durumdaki güç kesintisi, elektronik kilitlerin çalışmamasına ve kapıların kilitli kalmış gibi davranmasına neden olur.
Yeni nesil tüm araçlarda, büyük kazalarda airbag açılması gibi, merkezi kilit sistemi otomatik olarak tüm kapıların kilidini açma komutunu iletir. Kilitli kalınması durumunda ve elektronik kilit sisteminin arızalanması ihtimaline karşı, elektrikli araç üreticileri yasal zorunluluk gereği mekanik yedekleme kollarını araçlarda kullanmaktadır. Hemen hemen tüm elektrikli araçlarda ön ve arka kapılar için doğrudan veya dolaylı olarak erişilebilen mekanik bir acil durum kolu/tertibatı bulunur. Bu kol, doğrudan kilit mekanizmasına bağlıdır ve elektrik gerektirmez.
4- ELEKTRİKLİ ARABA YANGINLARINI SÖNDÜRMEK NEDEN DAHA ZOR?
Elektrikli otomobil yanması sonucu aşırı yüksek sıcaklık ile zehirli gazlar ve patlama riski karşımıza çıkabiliyor. Bu durum yangın söndürmeyi neredeyse imkânsız hale getirebiliyor. Bu durumda itfaiye tarafından kullanılan su miktarı çok daha yüksektir. Burada kullanılan suyun amacı da yangını söndürmek yerine, batarya hücrelerinin içindeki reaksiyonu durdurmak için batarya paketini yoğun bir şekilde soğutma ihtiyacından kaynaklanır.
Batarya hücresi içinde başlayan ve kendi kendini besleyen kimyasal reaksiyon sonucu, su ve yangın söndürücülerinden bağımsız olarak batarya paketi ısı üretmeye devam eder. 1000°C’nin üzerine çıkabilen aşırı yüksek sıcaklıklarda yanma devam edebilir. Batarya, tamamen sönmüş gibi görünse bile içinde hala depolanmış enerji barındırabilir.
Hasar görmüş veya yeterince soğutulmamış bir hücre, saatler sonra yeniden termal kaçağı başlatabilir ve yangının tekrar alevlenmesine neden olabilir. Bu yüzden araç söndürüldükten sonra bile, aracı karantinaya almak ve batarya sıcaklığını uzun süre izlemek (bazen özel konteynerler içinde veya su dolu tanklarda tutarak) zorunludur.
Elektrikli araçlar bir kesim tarafından hala yeni bir teknoloji olarak görünüyor. Oysaki otomotiv endüstrisi ve kanun yapıcılar birçok güvenlik prosedürünü hizmete almış ve riskleri azaltmak için hızla uyum sağlamış durumda. Bu yüzden geçen yıl 14 milyon elektrikli otomobil satışı gerçekleşmişken, bu yılın ilk 10 ayında bu rakam 17 milyona ulaştı. Elektrikli araçların yangın riskinin, kilometre başına düşen yangın sayısı baz alındığında, geleneksel araçlardan daha düşük olduğu kesin.
Berkan Bayram
5- ELEKTRİKLİ ARABA SAHİPLERİ, YANGIN RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Sektör ne kadar maksimum güvenlik unsurlarını devreye alsa da son noktada en dikkat etmesi gereken kesim elbette bu araçları doğru ve bilinçli bir şekilde kullanan elektrikli araç sahipleri diyebiliriz. Pek çok yanlış uygulama söz konusu. Bunların başında maalesef yanlış şarj yöntemleri geliyor. Özellikle evinden, işyerinden şarj yapan kullanıcı maalesef bazen uzatma kablosu kullanarak bunu yapmaya çalışıyor. Sadece bu uzatma kablolarının zayıflığı veya kalitesizliği nedeniyle geçen yıl 4 araçta yanma gerçekleşti. Ayrıca aracın sürekli, fiziksel hasar kontrolü düzenli olarak yapılmalıdır.
Kullanıcı olarak batarya değerlerini sürekli kontrol etmeliyiz. Teknik olarak aracımız sürekli %100 şarjda kalmaz ama ısrarla bu değerde tutmak için çabalamak hatalı olur. Tersine sürekli %0’larda SoC değerlerinde kullanmamak gerekir. Bu yöntemler hem hücre ömrünü ciddi şekilde kısaltır hem de hücre iç dirençlerini zayıflatarak ısı birikimini artırabilir.
Diğer taraftan kullanıcı alışkanlığı olarak sürekli yüksek hızlarda kullanmak, bu performanslı kullanım sonrası araç bataryasına sıcaklık değerini dengeleme fırsatı vermeden, doğrudan DC şarj ünitesine bağlamak, yine aracı riske atabilir.

6- BİR ELEKTRİKLİ ARABA ANİDEN YANMAYA BAŞLARSA, SÜRÜCÜ VE YOLCULAR HEMEN NE YAPMALI?
— Yapılması gereken ilk şey mümkün olduğunca hızlı araçtan çıkmak ve müdahale etmek için uğraşmadan, yeterli güvenli alana kadar uzaklaşmaktır.
— Eğer araç uygun durumda ama yanma riski yaşıyorsa, aracı güvenli bir alana çekip durdurun. Kontağı kapattığınızda batarya sistemi ile diğer bileşenler arasındaki yüksek voltaj akışı kesilecektir.
— Araç acil durum bildirimi gönderin ve acil yardımı arayın. Acil yardım konusunda, elektrikli araç yangını bilgisini mutlak iletmek faydalı olacaktır. İtfaiye ekipleri bu bilgiye göre hareket ederek, doğru protokolleri uygulayacaklardır.
— Kullandığınız aracın mutlaka mekanik çıkış noktaları vardır. Manuel kilit açma kollarının nerede olduğunu araç kullanıcı el kitabından öğrenip biliyor olmanız gerekir.
— Camları kırmak durumunda kalmanız gerekirse, bu amaçla torpido gözünde mutlaka sert bir alet bulundurmalısınız. Özellikle yan cama odaklanın. Ön cam daha dayanıklıdır.
— Ön arka kapılarda sorun yaşanırsa, bagajdan çıkmak da bir çözümdür.
7- ELEKTRİKLİ ARAÇLAR YETERİNCE GÜVENLİ Mİ?
“Elektrikli araç almak için henüz erken veya yeterince güvenli değil” yorumları maalesef eski bakış açıları veya az bilgi sahipliğinden kaynaklanıyor. Elektrikli araçlar günümüz ve yarının gerçeğidir. Erken aşama ürün değil, teknolojisi olgunlaşmış ve güvenliği kanıtlanmış ulaşım aracıdır. Böyle olmasaydı bu yılın ilk 10 ayında 17 milyon elektrikli otomobil satılmazdı. Ülkemizde dahi artık elektrikli otomobilin toplam pazara oranı %20’ye ulaşmış durumda. 2030 yılına geldiğimizde, satılan her yeni 10 otomobilin 8’i elektrikli olacak. Güncel gelişim çabaları, güvenlikten çok deneyimi iyileştirmeye, daha uzun menzil, daha hızlı şarj ve altyapıyı yaygınlaştırmaya odaklanıyor.
Güncel verilere baktığımızda, elektrikli araçların güvenlik konusunda içten yanmalı motorlu araçlara göre daha az riskli olduğu görülüyor. Sadece üç ay önceki yoğun sıcaklarda yolda giderken yanmaya başlayan benzinli/dizel minibüs ve otomobilleri, İstanbul Haliç rampasında hararet yapan araçları hatırlayın. Elektrikli otomobil ile bu korkuların hiçbirini yaşamazsınız. Özetle elektrikli otomobiller, benzinli/dizel motorlu araçlardan daha az sıklıkla yangın çıkarır ve çarpışma güvenliğinde genelde iyi veya daha iyi performans sergilerler.
Berkan Bayram
Fotoğraflar: İHA, iStock, Alamy









